Thursday, March 9, 2017

40


40 olmayı çok bekledim, çok özel bir yere koydum. Hayatın 40'ta tekrar başladığını sandım. 40 olan sevdiklerimi elimden geldiğince özel ve güzel bir şekilde kutladım, çünkü birinin 40'ında yanında olursam ömrünün sonuna kadar yanında kalacağıma inandım. Sanırım pek de yanılmadım. 40. doğumgününde yanında olmamı isteyen sevdiklerimi ben de kalbimde ayrı bir yere koydum, istemeyenlere, es geçenlere de bir güzel gönül koydum. Kendime ailemle ve kalbimdekilerle beraber kocaman 40. yaş kutlama hayalleri kurdum. Son 5 aydır malum, daha çok farkettim ki insan kendini tam hissettiğinde hayalleri de tastamam, mutluluğunun ancak o zaman 40'ı çıkıyor. Sevenleri değil sadece, kalbindekileri de yanındaysa o hayalin bir anlamı kalıyor...

Anladım ki 40 demek, bugünü görmeye şükrederken biraz da kaybederek artmaya alışmanın, kaybettiklerini ömür boyu kalbinde taşımaya, o hiçbir zaman bırakmak istemediğin, bundan sonra hep kalbinde kalacak ağırlıkla yaşamaya alışmanın zamanı. Ve ne yazık ki bu ağırlıkların giderek çoğalmaya başladığı zamanlar. Yerine gelen eş değerleri kalbine kabul ettirip, yaşamına uydurmaya çalışmanın zamanları. Aslında insanın yorgunluğunun yaşlılığa dönüşmeye başladığı yaşları. O yüzden 40'tan sonra insan bir ağırlaşıyor demek. O yüzden yaşlanmadım yaş alıyorum der bazıları. 
Kısaca, kalbindekileri taşıyabildiğin kadar, azalanların yerine eş değerleri sığdırabilmeyi becerdiğin kadar varsın. Kalbin ne kadar hafifse o kadar gençsin bu yaşamda. Ve hepimiz aslında kalbimizin becerdiği kadar yaşıyoruz bu hayatta.
İnsan yüreği kadar mı yer kaplar evrende gerçekten henüz bilmiyorum, ama kalbimiz kadar var olduğumuz gerçek bu dünyada.  

40'ıma dek ne yaptıysam kalben yaptım.  Sevdiysem tüm kalbimle, herşeyimle sevdim ve sevdiğim hiç birşeyin, hiç kimsenin yanlış olduğunu düşünmedim. Güldüysem, konuştuysam, çalıştıysam, ürettiysem, yemek yaptıysam, fedakarlık ettiysem, yardım ettiysem, kızdıysam, küfrettiysem, üzüldüysem, alındıysam da kalben yaptım. Sevmediğim hiçbirşeye ve hiç bir işe, hiç kimseye allah karakterime zeval vermesin, asla katlanmadım. Kalbimin almadıklarına asla boyun eğmedim. Sevdiğimi yeri geldi söyleyemedim ama sevmediğimi çok net dile getirdim, yalakalık yapmadım. Yine de kalbime toz kondurmadım.
Kalbime 40'a doğru daha çok değer verdim. O yüzden mümkün mertebe beni üzenleri ve arkamdan iş çevirenleri, yüzüme gülüp arkamdan sadece çene kaslarını geliştirenleri, kısaca kalbimi hak etmeyenleri, sadece facebook listemden değil, anında hayatımdan çıkardım, ya da onlardan ivedi şekilde uzaklaştım. 20'li yaşlarda arkadaş kaybetmekten, hal değiştirmekten korkarken, tersine 40'a doğru kalbimin almadığı insanlarla takılmamayı hatta ilk celsede arkadaşsız kalmayı, ev ev, ülke ülke, şehir şehir dolaşıp birçok işte çalışmayı, keyfe keder seyahat etmeyi, kalbimin almadığı adamsılarla birlikte olmamayı, ruhumun ikizini değil ama kalbimin özeşini bulmadan biriyle birlikte olmamayı veya evlenmemeyi, bir ruhu 35'imi geçmeden sırf kendi keyfim için günahına girip, hatta adet yerine gelsin diye insan deneyimine sokmamayı, yeri gelince kıl olmayı, gıcık olmayı, kilo vermeyi, kilo almayı, kendime bakmayı, salmayı, evde günlerce oturmayı bunalmayı, aşırı gezmeyi tozmayı, vefalı, vicdanlı olmayı, canım isteyince acımasız olmayı, üzmeyi, kırmayı, lafı özellikle gediğine koymayı, kalbim ezilip paramparça olurken birine posta koymayı, bizzat kalben ben yaptım, o yüzden hepsini layıkı ile yaptım.

Madem 40'a yaklaşırken anladım ki ben kalbim kadar varım. Kalbimi açmaktan utanmadım, kalbimi ortaya atmaktan müthiş haz aldım. Hatta koşulsuz sevmenin herkese nasip olmadığını idrak ettiğim günü kalbimin doğumgünü ilan ettim. Tüm kalbimle sevebilmenin meziyet olduğunu ben ancak 40'a doğru anladım. "Ama canım sen de çok duygusalsııııınnn" diye beni yıpratmaya çalışırlarken, bunun iş yaşamımda bile nasıl bir hazine olduğunu bildiğim için ben aksine iki kat keyif aldım :) Çünkü, şükür ben bugün ne olduysam, Allahın bana verdiği bu çok duygusal ve sevgi dolu kalp sayesinde oldum !
Elbette, kalbinde biriktirmeye 40'dan sonra başlayanlar için hayat 40'ında başlar ama şunu iyi biliyorum ki, insan kalbindekiler var olduğu müddetçe, ve kalbindeki sevgi kadar vardır.
İyi ki kalbimdesiniz ki ben bugün 40'ımda yaşamın içinde reel ve kalben bir hayli varım. İyi ki kalbimde sevginizi taşıyorum ki, hayatı bu kadar çok sevebiliyorum. Sevginin kabı, sevmenin şekli elbet yok ama, sevgi bağının sonsuz olduğu kesin. 40. yaşım için kalbimdekilerle sevgi bağımızın hiç kopmaması en özel dileğim. 

Sevgimle, sevilerek, ve içinizde taşıdığınız diğer azami dişi veya eril yanınızı da, erilliğiniz ve dişiliğiniz kadar severek kalın...